Gladio (İtalyanca: Kılıç), II. Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa’da gelecekte olması beklenen bir Varşova Paktı işgaline cephe gerisinde bir direniş başlatmak amacıyla İtalya’da NATO tarafından gizli olarak örgütlenen Kontrgerilla (stay-behind) operasyonunun kod adı. Gladyo, özel olarak NATO cephe gerisi direniş organizasyonun İtalyan kolunu belirtse de bazen “Gladyo operasyonu” NATO’nun bütün cephe gerisi (stay-behind) operasyonlarının gayri resmî adı olarak kullanılır ve bazen “Süper NATO” adıyla da anılır.[1]
Şimdilik bu kadar emin olun ki 1-2 güne Gladio filminde ki adamlar ile ilgili açıklamaları yapacağım. Selametle Kalın.
Gayri nizami kuvvetlere karşı koyma operasyonları cephe elkitapçığı (İngilizce) (İngilizce:Field Manual 31-15: Operations Against Irregular Forces) gerilla kuvvetlerin önerilen komuta yapısı. Sözkonusu ülke Türkiyedir.
Latince’de kılıç anlamına gelen Gladio sözcüğünü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan “Anıl Şimşek’ tarafından 1952 yılında kuruldu. CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt, 1956 yılında ABD ile işbirliği içinde, casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Sardunya’da örgütün ilk eğitim kampı kuruldu ve Kuzey İtalya’da 139 yerde silah ve mühimmat depoları oluşturuldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi (Allied Coordination Committee) idi.
1956 sonrasında ikisi kadın 622 kişi ABD ve İngiliz gizli servisleri tarafından eğitildi. 1990 yılında Gladio’yu ortaya çıkaran soruşturmalar esnasında bu 622 kişinin grup liderleri oldukları, her bir grup liderinin belli sayıda kişiyi idare ettiği, böylece toplam sayının 15.000′e yaklaştığı ortaya çıktı.
Soruşturmaların ünlü yargıcı Felice Casson, gizli servis arşivinde yaptığı incelemelerde, 1972 yılındaki bir bombalamanın kesinlikle NATO destekli bazı gizli örgütlerce yapıldığı sonucuna ulaştı. Yargıç Başbakan Andreotti’nin bilgisine başvurdu, 1972′de bu olay tesbit edildiği için Başbakan örgütün varlığını kabul etti, ancak 1972′de kapatıldığını söyledi. Araştırmalara devam edilince Gladio’nun faaliyete devam ettiği ortaya çıktı. Eylemlerin en büyüğü 1980 Ağustos ayında Bologna tren istasyonunda patlayan bomba ile 85 kişinin ölümü idi.
İtalya’da 1969-80 arasında 4.298 terör olayı meydana gelmiştir. Yapılan soruşturmalar sonucu, bunların önemli bir bölümünden Gladio sorumlu gösterilmiştir. Bazı eylemleri bizzat yapmakla, bazısında patlayıcı ve silah sağlamakla, bazısında da tahrik ve yönlendirme yapmakla suçlanmıştır.
Avrupa Parlamentosu bile sorunla ilgili karar tasarısında şu sözlere yer vermek durumunda kalmıştır: “Avrupa Topluluğu’na üye pek çok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kırk yıldır bu örgütlerin demokratik kontrolden kurtulduğu ve NATO ile işbirliği halinde ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır.”[2]
Örgütün İtalya’daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yunanistan’da B-8 ya da SheepSkin (Koyun Postu), Belçika’da SDRA-8, Hollanda’da NATO Command, Batı Almanya’da Gehlen Örgütü, Stay Behind ya da Sword, Avusturya’da Schwert, Fransa’da Rüzgar Gülü, Türkiye’de Özel Harp Dairesi, Kontrgerilla veya Ergenekon, İspanya’da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere’de ise, Secret British Network olarak bilinir.
Ve işte bu yazıda da belirttiğim gibi Gladio ele alınacak yeni sezonda dilerim ki yeni sezonda daha iyi bölümler gelir ve bende yeni iyi yazılar yazabilirim…
Diyorum ki bu Cevat Olsun İskender olsun 1 maşa eğer maşalar böyleyse üstleri nasıldır anlamadım.
İşte size bir örnek daha masonların Gladio ile bağlantısı var mı?
Tarihi
Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya’da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır,[4] ve İngiltere’de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur.[5] Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.[6]
İlk Büyük Loca(İngilizce:Grand Lodge of England), Londra’nın daha önceden faal olan dört locası akşam yemeği için bir araya geldiği 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz Localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece’nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde “İngiltere’nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)” isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde “İngiltere’nin Birleşik Büyük Locası (İngilizce:United Grand Lodge of England-UGLE)” adı altında birleşinceye kadar “Modernler” (GLE) ve “Gelenekçiler(İngilizce:Atiens-Ancients)” diye anılan iki loca üstünlük için birbirlerine hasım oldular.
GLE’yi kuran Londra Locasının Merkezi
İrlanda ve İskoçya’nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında ardısıra kuruldu. Masonluk 1730′lu yıllanda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika’daki İngiliz Kolonilerine ithal edildi ayrıca İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pekçok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devriminden sonra bağımsız ABD Büyük Locaları eyaletlerde kendilerini oluşturdular.
Masonluğun köklerini Çin’den Ortadoğu’ya, Eski Yunan’dan Şaman rahiplerine, eski Mısır’dan Avrupa’nın şövalye tarikat larına kadar dünyanın çeşitli yer ve topluluklarına dayandırmak mümkündür, zira Masonik ritüel lere bakıldığında ise bu kadim öğretilerin tamamının etkileri görülebilmektedir. Fakat Masonluğun çok uzun yıllar boyunca çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmesi ve 1390′da Regius el yazmasına kadar hiçbir kayıt tutmamaları sebebiyle, asıl kökeni hakkında net ve kesin bir yargıya henüz varılabilmiş değildir. Tüm dünyadaki Masonlar köklerini M.Ö 10. yüzyılda yapılmış olan Süleyman Mabedi işçilerine dayandırmaktadırlar.
Operatif Masonluk
Masonluk, Ortaçağdaki ve Rönesans’taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağda katedral ve kiliseleri inşa eden duvarcı ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı’nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvarcı işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.
Şövalye Kökeni
Masonluğun kökleri ile ilgili bir başka çokça tartışılan ve öne sürülen konu ise, Masonların, şövalye kökenli bir topluluk olması ile alakalıdır. Tapınak Şövalyeleri’ne 1307 yılında Vatikan ve Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa krallığı tarafından açılan açık savaşın ardından 1314 yılında İskoçya’nın İngiltere’ye karşı kazandığı Bannockburn zaferinde Tapınak Şövalyeleri’nin kendi kıyafet ve kılıçları ile İskoç kralı Robert Bruce’un yanında savaştıkları, tüm tarih kitaplarında yerini almış bir gerçektir. Rosslyn Şapeli başta olmak üzere Tapınak Şövalyeleri tarafından yapıldığı bugün net olarak bilinen nice kilise ve kale de, bahsekonu şövalyelerin bu dönemlerde Britanya’daki varlıklarını açıkça göstermektedir.
Yoğunlukla, Avrupa ve ABD’de çalışmalarını sürdüren çok sayıda Masonik rit ise Şövalye Masonluğu denen bir janrı kabul etmişler ve çalışmalarını Masonluğun şövalye kökenleri üzerine sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Şövalye Masonluğu doğrultusunda çalışmayan ritlerin bile hemen hemen tamamı şövalyeliğe mutlaka bir atıf yaparlar. Örneğin, Türkiye’de de uygulanan, dünyanın en yaygın riti Skoç Riti’nin yüksek derecelerinin çoğunluğu şövalyelik üzerinedir ve şövalye isimleri taşır. İkinci en yaygın rit olan ve özellikle ABD’de yoğun olarak izlenen York Riti’nin en yüksek derecesinin adı Tapınak Şövalyesi’dir.
Masonların kullandıkları pek çok sembolün şövalyelerden gelmiş olması bir sır değildir. Örneğin, Masonların bazı törenlerinde kullandıkları kılıçlar, gerek şekilleri gerek anlamlarıyla bu geleneği yansıtmakta olan şövalye kılıçlarıdır.
Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde halen izlenilmeye devam edilen Masonik ritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.
Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın da dahil olduğu dünya düzenli Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası’nın dahil olduğu düzenli obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular daha ziyade yüksek derecelerde işlenilir.
Bu konuda kimse tarafından reddedilmeyen bir gerçek vardır ki, Masonluğun geçmişinde şövalyeliğin öyle veya böyle bir etkisini yok sayabilmek mümkün değildir ve Masonluk -eğer bütünüyle onlar tarafından kurulmamışsa- Ortaçağın ünlü şövalyelerine çok şey borçludur.
İlk Büyük Loca’nın Kuruluşu
Şimdilik bu kadar emin olun ki 1-2 güne Gladio filminde ki adamlar ile ilgili açıklamaları yapacağım. Selametle Kalın.
Gayri nizami kuvvetlere karşı koyma operasyonları cephe elkitapçığı (İngilizce) (İngilizce:Field Manual 31-15: Operations Against Irregular Forces) gerilla kuvvetlerin önerilen komuta yapısı. Sözkonusu ülke Türkiyedir.
Latince’de kılıç anlamına gelen Gladio sözcüğünü isim olarak kullanan örgüt, Amerikan ve İngiliz kontrgerilla örgütlenmesi olan “Anıl Şimşek’ tarafından 1952 yılında kuruldu. CIA tarafından yönetilen ve finanse edilen örgüt, 1956 yılında ABD ile işbirliği içinde, casusluk ve gerilla savaşı yapmak üzere örgütlendi. Sardunya’da örgütün ilk eğitim kampı kuruldu ve Kuzey İtalya’da 139 yerde silah ve mühimmat depoları oluşturuldu. Resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi (Allied Coordination Committee) idi.
1956 sonrasında ikisi kadın 622 kişi ABD ve İngiliz gizli servisleri tarafından eğitildi. 1990 yılında Gladio’yu ortaya çıkaran soruşturmalar esnasında bu 622 kişinin grup liderleri oldukları, her bir grup liderinin belli sayıda kişiyi idare ettiği, böylece toplam sayının 15.000′e yaklaştığı ortaya çıktı.
Soruşturmaların ünlü yargıcı Felice Casson, gizli servis arşivinde yaptığı incelemelerde, 1972 yılındaki bir bombalamanın kesinlikle NATO destekli bazı gizli örgütlerce yapıldığı sonucuna ulaştı. Yargıç Başbakan Andreotti’nin bilgisine başvurdu, 1972′de bu olay tesbit edildiği için Başbakan örgütün varlığını kabul etti, ancak 1972′de kapatıldığını söyledi. Araştırmalara devam edilince Gladio’nun faaliyete devam ettiği ortaya çıktı. Eylemlerin en büyüğü 1980 Ağustos ayında Bologna tren istasyonunda patlayan bomba ile 85 kişinin ölümü idi.
İtalya’da 1969-80 arasında 4.298 terör olayı meydana gelmiştir. Yapılan soruşturmalar sonucu, bunların önemli bir bölümünden Gladio sorumlu gösterilmiştir. Bazı eylemleri bizzat yapmakla, bazısında patlayıcı ve silah sağlamakla, bazısında da tahrik ve yönlendirme yapmakla suçlanmıştır.
Avrupa Parlamentosu bile sorunla ilgili karar tasarısında şu sözlere yer vermek durumunda kalmıştır: “Avrupa Topluluğu’na üye pek çok ülkede gizli, paralel istihbarat ve silahlı operasyon örgütlerinin 40 yıldır var olduğu Avrupa hükümetleri tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kırk yıldır bu örgütlerin demokratik kontrolden kurtulduğu ve NATO ile işbirliği halinde ABD gizli servislerince yönetildiği anlaşılmıştır.”[2]
Örgütün İtalya’daki adı Gladio (Kılıç) idi. Yunanistan’da B-8 ya da SheepSkin (Koyun Postu), Belçika’da SDRA-8, Hollanda’da NATO Command, Batı Almanya’da Gehlen Örgütü, Stay Behind ya da Sword, Avusturya’da Schwert, Fransa’da Rüzgar Gülü, Türkiye’de Özel Harp Dairesi, Kontrgerilla veya Ergenekon, İspanya’da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere’de ise, Secret British Network olarak bilinir.
Ve işte bu yazıda da belirttiğim gibi Gladio ele alınacak yeni sezonda dilerim ki yeni sezonda daha iyi bölümler gelir ve bende yeni iyi yazılar yazabilirim…
Diyorum ki bu Cevat Olsun İskender olsun 1 maşa eğer maşalar böyleyse üstleri nasıldır anlamadım.
İşte size bir örnek daha masonların Gladio ile bağlantısı var mı?
Tarihi
Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya’da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır,[4] ve İngiltere’de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur.[5] Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.[6]
İlk Büyük Loca(İngilizce:Grand Lodge of England), Londra’nın daha önceden faal olan dört locası akşam yemeği için bir araya geldiği 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz Localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece’nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde “İngiltere’nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)” isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde “İngiltere’nin Birleşik Büyük Locası (İngilizce:United Grand Lodge of England-UGLE)” adı altında birleşinceye kadar “Modernler” (GLE) ve “Gelenekçiler(İngilizce:Atiens-Ancients)” diye anılan iki loca üstünlük için birbirlerine hasım oldular.
GLE’yi kuran Londra Locasının Merkezi
İrlanda ve İskoçya’nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında ardısıra kuruldu. Masonluk 1730′lu yıllanda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika’daki İngiliz Kolonilerine ithal edildi ayrıca İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pekçok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devriminden sonra bağımsız ABD Büyük Locaları eyaletlerde kendilerini oluşturdular.
Masonluğun köklerini Çin’den Ortadoğu’ya, Eski Yunan’dan Şaman rahiplerine, eski Mısır’dan Avrupa’nın şövalye tarikat larına kadar dünyanın çeşitli yer ve topluluklarına dayandırmak mümkündür, zira Masonik ritüel lere bakıldığında ise bu kadim öğretilerin tamamının etkileri görülebilmektedir. Fakat Masonluğun çok uzun yıllar boyunca çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmesi ve 1390′da Regius el yazmasına kadar hiçbir kayıt tutmamaları sebebiyle, asıl kökeni hakkında net ve kesin bir yargıya henüz varılabilmiş değildir. Tüm dünyadaki Masonlar köklerini M.Ö 10. yüzyılda yapılmış olan Süleyman Mabedi işçilerine dayandırmaktadırlar.
Operatif Masonluk
Masonluk, Ortaçağdaki ve Rönesans’taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağda katedral ve kiliseleri inşa eden duvarcı ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı’nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvarcı işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.
Şövalye Kökeni
Masonluğun kökleri ile ilgili bir başka çokça tartışılan ve öne sürülen konu ise, Masonların, şövalye kökenli bir topluluk olması ile alakalıdır. Tapınak Şövalyeleri’ne 1307 yılında Vatikan ve Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa krallığı tarafından açılan açık savaşın ardından 1314 yılında İskoçya’nın İngiltere’ye karşı kazandığı Bannockburn zaferinde Tapınak Şövalyeleri’nin kendi kıyafet ve kılıçları ile İskoç kralı Robert Bruce’un yanında savaştıkları, tüm tarih kitaplarında yerini almış bir gerçektir. Rosslyn Şapeli başta olmak üzere Tapınak Şövalyeleri tarafından yapıldığı bugün net olarak bilinen nice kilise ve kale de, bahsekonu şövalyelerin bu dönemlerde Britanya’daki varlıklarını açıkça göstermektedir.
Yoğunlukla, Avrupa ve ABD’de çalışmalarını sürdüren çok sayıda Masonik rit ise Şövalye Masonluğu denen bir janrı kabul etmişler ve çalışmalarını Masonluğun şövalye kökenleri üzerine sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Şövalye Masonluğu doğrultusunda çalışmayan ritlerin bile hemen hemen tamamı şövalyeliğe mutlaka bir atıf yaparlar. Örneğin, Türkiye’de de uygulanan, dünyanın en yaygın riti Skoç Riti’nin yüksek derecelerinin çoğunluğu şövalyelik üzerinedir ve şövalye isimleri taşır. İkinci en yaygın rit olan ve özellikle ABD’de yoğun olarak izlenen York Riti’nin en yüksek derecesinin adı Tapınak Şövalyesi’dir.
Masonların kullandıkları pek çok sembolün şövalyelerden gelmiş olması bir sır değildir. Örneğin, Masonların bazı törenlerinde kullandıkları kılıçlar, gerek şekilleri gerek anlamlarıyla bu geleneği yansıtmakta olan şövalye kılıçlarıdır.
Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde halen izlenilmeye devam edilen Masonik ritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.
Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın da dahil olduğu dünya düzenli Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası’nın dahil olduğu düzenli obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular daha ziyade yüksek derecelerde işlenilir.
Bu konuda kimse tarafından reddedilmeyen bir gerçek vardır ki, Masonluğun geçmişinde şövalyeliğin öyle veya böyle bir etkisini yok sayabilmek mümkün değildir ve Masonluk -eğer bütünüyle onlar tarafından kurulmamışsa- Ortaçağın ünlü şövalyelerine çok şey borçludur.
İlk Büyük Loca’nın Kuruluşu